Tuna kıyısında bir gün...

 
Tuna kıyısında bir gün... Tuna kıyısında bir gün...

Her şey tablo gibi. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. . Hepsi de küçük ve sevimli. ",. Kendine vadiler açıyor. . Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Çevresine hiç uymayan bir yapı. . Heybetli ve gururlu duruyor. Yamaçlarda üzüm bağları. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. 18. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Orada bir heykel. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Regensburg’da. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Sislerin ardında güneş. Büyük bir Yunan tapınağı. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. . Sislerin ardından güneş çıkıyor. Biraz ileride büyükçe bir alan. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Sağ, sol eski yapı. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. Tepede bir tapınak. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Ludwig’in kalıtı. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları.

Tuna kıyısında bir gün...

. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. Sislerin ardında güneş. ",. Heybetli ve gururlu duruyor. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. Tepede bir tapınak. . Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. Ludwig’in kalıtı. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Hepsi de küçük ve sevimli. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Regensburg’da. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. . Her şey tablo gibi. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. Sağ, sol eski yapı. Büyük bir Yunan tapınağı. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. 18. Kendine vadiler açıyor. Yamaçlarda üzüm bağları. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Biraz ileride büyükçe bir alan. Sislerin ardından güneş çıkıyor. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. . 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Çevresine hiç uymayan bir yapı. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Orada bir heykel. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor.